“Ölüm Sonrası” anlamına gelen Post Mortem, eksikliğin ve boşluğun resmini çiziyor. Bu kısa anlatı üzerine söz söylemek kolay değil. Okur, kelimelere işlenmiş yasın bitmeyeceğinin, bir yara gibi taşınacağının ve çoğu zaman halüsinatif serzenişlerle yeniden buluşacağının işaretleri ile karşılanıyor. “Ölüm” kelimesi tek başına bile korkunçken onun sevilen bir kimse ile iliştirilmesi ve ortaya saçılması kimileri için ağır gelebilir. Samimi bir anlatı ile karşımıza çıkıyor bu isli kelime. Yitip giden kimsenin sözcükler arasında yeniden ve yeniden sonsuz kez hayat bulmasına dair içten bir istekle uyanıyoruz karabasanın eşlik ettiği satırlarda.

Anlatı zor ve zahmetli. Varoluşun en büyük sıkıntısı olan ölüm, o görkemli gölgesi ile yaşamı kutsamıştır bir kez. Arzulanan o kasvetli uzak günleri durmaksızın çağıran tanıdık ses, henüz başlamış bu yas için uğultulu ezgiler biriktirmekte. Yapraklar sararır ve düşer birbiri ardına, kış bastıracakken başlayacaktır yalnız olanın kutsanacağı saatler. Zihinde yer edinmiş dokunuşlar, tılsımlı sözcükler ve nemli ten ısıtacaktır kederle bir olmuş benliğin sahibini.
Post Mortem; düne, bugüne ve yarına dair söylenmiş isli ve karanlık kelimeler bütünüdür. Gidene, kalıp yazana ve düşleyene selam olsun…
*Sipariş: Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY)
*Sipariş: Nigrum Mortis Betiği
Bir Cevap Yazın