Ben Türkçe düş görenlerdenim. Anadilinin insanın üzerinde etkisi olduğunu düşünenlerdenim. Türk olduğum için, Türkçe düşündüğüm için başka memleketlerdeki yaşıtlarımdan farklı oldum. Yeni bir dil öğrendiğimde de bu farklılıkları özümseyip, anlamları birleştirebildiğimi düşündüm. Belki de bu çaba beni yabancı dilde kitap okurken o yazarın neler düşünmüş olabileceğini araştırmaya itti. Orjinal dillerde okurken çeviri kitaplarda, çevirmen ne kadar iyi olsa da, her zaman verilemeyen, o saklı tadı aradım. Bir eksikliği hep fark ettim.
Sanırım ortaokul birinci sınıftaydım. En iddialı resim çalışmamı yapıyordum. Bir roket çiziyordum. Hani şu uzay, astronotlar ve uydu konularını koca A3 kağıda resmediyordum. roket etrafına ufak insanlar çizdiğimi, çelik konstrüksiyona özendiğimi, ısı yalıtımını bile dikkatlice çizdiğimi biliyorum. Yıllar sonra hatırlarım, üzerine “NASA” yazmıştım. Babam gördüğünde resmimi övmüş ama neden o ismi kullandığımı sormuştu. Ona o zaman verecek cevabım yoktu fakat büyüdükçe ne olduğunu anladım.
Ben kendi dilimde hayal kurmuyordum. Kahramanlarım yabancılardı. Çizgiromanlarda, televizyonda, sinemada hep yabancıların öykülerini takip ediyordum. Küçük aklımla hayallerimi başkalarının dünyasına sokuverdiğimi fark etmemiştim. Neyse ki çevremde bana destek olacak tanıdıklarım ve belki de en önemlisi kim olduğumu soracak cesaretim vardı. Kim olduğumu sordukça, Anadolu’nun heyecanını duydukça Türkçe düş görmeye başladım.
Bu düşleri yazıya dökmeye başladığımda Venüs’ün bulutları üzerinde gezinen yörük obaları ortaya çıktı. Mars’da doğmuş, ailesi çifçilik yapan bir askerin uğurlanırken kendisi için kesilen koç öykülerinin içine girmeye başladım. Türkçe isimler verdim karakterlerime. Türkçe isimler verdim gemilerime. Dünyamı Türkçe isimlerle süsledim. O dünyalarda yabancılar da vardı. Ancak ısrarla ve belki de 11 yaşındaki bana seslenebilmek için hep Türkler önde oldu.
Çünkü bizlerin, çocuklarımızın ve geleceğimizin kendi dilinde düşler kurmaya ihtiyacı var. Anadilimizi öğrenip başka dilleri öğrendiğimiz gibi, kendi dilimizde düş kurup, başka dillerde yaratılan hayalleri de yakalayabiliriz.
Siz de benim gibi düşünüyorsanız, bilimkurgu öykülerimi topladığım Kanyonaltı’nda Bir Tekinsiz kitabıma göz atabilirsiniz. Kim bilir belki düşlerinizi ateşleyecek öykü oradadır.
Sipariş için: Mantis Kitap
Bir Cevap Yazın