Okurdan Gelen | Banu Aydın’a: Matem

Yazan: Özlem Eke

Şiir deyince aklınıza ne geliyor?

Genelde sevgiliye hitaben yazılmış; aşk, özlem, ayrılık, ihanet gibi derin duyguları, ifade gücü yüksek kelimelerle estetik zenginlikle anlatan bir yazım türü mü? Öyleyse şimdi şiirle ilgili tüm bildiklerinizi bir kenara bırakın ve anlatacaklarıma kulak verin. 

Matem ve Kara Dua besteleri için Spotify bağlantısını takip ediniz.

“Gotik Şiir” diye bir kavram duydunuz mu daha önce? Edgar Allan Poe şiirleri ile tanışma şansınız olduysa gotik şiirin bilinçaltına işleyen, karanlık ama vazgeçilmez zehrini de almışsınız demektir.

Genellikle karanlık, gizemli, melankolik temaları işleyen gotik şiirler; okurda korku, dehşet ve aynı zamanda hayranlık uyandıran güçlü duygular oluştururlar.

Dün gece #hercumaşiirgecesi rutinime konuk ettiğim Matem, Varlık Ergen’in yazdığı Türkiye’nin ikinci gotik şiir kitabı. İkinci dedim çünkü Kara Dua isimli ilk kitabı da o yazmış.

Bu kitabın içindeki şiirlerin, kendileri kadar etkileyici bir tamamlayanı da var ve o bu nedenle inanılmaz bir okuma deneyimi yaşattı bana. Tüm şiirler yapay zekâ ile bestelenmiş ve ben şiirleri okurken her şiirin kendi şarkısını @spotifyturkiye’den dinleyerek okudum. Bu bestelenmiş şiirler müthiş bir ahenkle tarifi güç bir keyif verdi bana.

Şiirlerin beni davet ettiği karanlık ve büyüleyici dünyada etkileyici detaylar yüzüme adeta tokat gibi çarptı.

Banu Aydın’a yazılmış pek çok yas şiiri olduğunu görünce merak ettim Banu’yu. “Sesindeki çiçekler kadar güzel,” diye betimlenen Banu’nun, geçen sene bu zamanlar 45 yaşında geçirdiği kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrılan seramik ve resim sanatçısı olduğunu öğrendim. Yaşarken tanışmayı isterdim kendisiyle ama bu geç kalınmış tanışmanın da “Mutlaka bir nedeni olmalı,” diyerek dualarımı gönderdim O’na. Yattığı yer incitmesin.

Matem kitabında kaderin ve yasın en derin, en sert haliyle yüzleşiyor, her sayfada acının farklı bir yüzü ile karşılaşıyoruz. Kayıpların, vedaların ve geri dönülmez yolların izini sürüyoruz dizelere tutunurken. 

Tema bunca karanlık ve ağır olmasına rağmen Varlık Ergen’in dilindeki sadelik ve içtenliğin büyüsüne kapılmamak imkânsız. Bazı şiirler karmaşık metaforlarla zorlar bizi ama Varlık Ergen’in şiirlerindeki anlaşılır anlatım okuma keyfini arttırıyor. Gerçi, aslına bakarsanız, bu şiirler keyiften dört köşe olalım diye de yazılmamış. Kitap bitince kendinizi yorgun ama garip bir şekilde huzurlu hissediyorsunuz. “En güzel derman kabuldür,” derler. Matem, ölümün varlığını kabul edip sonrasında yaşanacak yas sürecinin hakkıyla yaşanmasının gerekliliğini de anlamamıza yardımcı oluyor.

Acının içindeki güzelliğe ve derinliğe ulaşınca Matem’in sadece bir yas değil aynı zamanda bir diriliş olduğu anlaşılıyor. Bu kitap okuyan herkesi kendi içsel yolculuğunda bir adım ileriye taşıyacak mükemmel bir rehber.