Şükür | Kısa Öykü

Devrimden sonra evlere yerleştirilen bu makineler ile uyumsuzların tespit edilmesi amaçlanıyordu. Böylece sistemin işleyişini aksatacak toplumsal olayların önüne geçilmişti…

Ölüm | (Kısa Öykü)

Unutuldum belki de. Bir zamanlar aynadan yansıyan yeşil gözlerim, sarı saçlarım, yorgun silüetim vardı. “Ah benim özge yalnızlığım,” diye sarıldığım düşlerim, özenle törpülediğim tırnaklarım…

Erdem ve Ahlakın Yitimi: Körlük

Saramago, bunca kötülüğe rağmen sayıları az olan iyi insanlarla birlikte “Umut Vardır,” diyerek noktalıyor romanını. Bazen görebilmenin daha fazla acıya yol açabileceğini başarıyla aktaran Körlük, distopya sevenler için başucu kitabı olmaya aday…

Philip K. Dick’in Albemuth Özgür Radyosu

PKD, kısacık hayatına 44 roman ve 121 hikâye sığdırmıştır. Romanlarının ve hikâyelerinin büyük çoğunluğu kendi alanlarında birer kült esere dönüşürken birçok sinema filmine de ilham vererek sinemada bilimkurgu türünün söz sahibi olmasına katkı sağlamıştır.

Covid-19 Sonrası Bilimkurgu

Düne kadar bilimkurgu eserlerini hafife alan çevreler, bugün kendilerini bir film setinde ya da bir rüyada gibi hissediyorlar. Bu süreç, içerik üretme konusunda bilimkurgu dünyasına yeniden altın çağını yaşatacak. Özellikle Sosyal Bilimkurgu, Katı Bilimkurgu, Cyberpunk, Dünyanın Sonu, Askeri Bilimkurgu gibi türlerde bol bol eserle karşılaşacağız.

Metafor Yağmuru: The Platform

The Platform içerik olarak Snowpiercer, Next Floor ve Cube benzeri yapımların çizgisinde görünmesinin yanı sıra dış dünyadan izole bir ortamda yepyeni bağımsız bir kültür yaratması bakımından akıllara Dogtooth filmini getiriyor. “Yaşamak” ve “Var olmak” kavramlarının derinlemesine irdelenmesini isteyen film, uzun yıllar üzerinde konuşulacak bir yapım…

İş İşten Geçmedi! | (Kısa Öykü)

Uç arkadaşım, yalnızlığına! Sersemlemiş görüyorum seni büyük adamların gürültüsünden ve sokulmuş, küçük adamların iğnelerinden. Yalnızlığın bittiği yerde başlar pazar yeri ve pazar yerinin başladığı yerde de büyük oyuncuların gürültüsü ve vızıldaması zehirli sineklerin. Ruha sahiptir oyuncu ancak ruhun vicdanına çok az. O, her zaman en çok başkalarına inandırdığı şeye inanır, en çok da kendisine…

Serpent Culture 'den Model Evren İncelemesi / serpentculture.com

Bugün bahsedeceğim ve beni heyecanlandıran konu, işte tam olarak bu döngüden çıkışın bir sembolü! Bugün, Türkiye’de, Türk bir yazar tarafından yazılan kitabın başında, sevdiğimiz ve değer verdiğimiz bir kitaptan şu alıntıyı görüyoruz: "Ben kötüyüm bu düzen için, ama değilim asla kötülük!”

Sanrı | (Kısa Öykü)

Korkunun Efendisi de tıpkı halkı gibi korkuyordu, en büyük korkularından birisi de cenazelerdi. Öldürdüğü insanların hayaletlerini görür gibi oluyordu cenaze törenlerinde. Genç yazarın cenazesi de kurallar gereği tam bir sessizlik içinde yapılacaktı. Korkunun Efendisi böyle buyurmuştu. Kalabalık olması istenmeyen bu törenlerin hızlıca sona erdirilmesi ve törende fısıltıyla dahi konuşan kimselerin tespit edilerek ihanetten yargılanır oluşu cenazelere olan katılımı da hayli azaltmıştı.

Fısıltıcılar | (Kısa Öykü)

Akışların tamamında sadece ve sadece iki isimden bahsedilir olmuştu; Fama ve Kader. Ölüm orucu insanlık tarihindeki en büyük olaylardan bile daha fazla ses getirmişti bu kez. Artık tüm dünya onları ve ölüm orucunu konuşur olmuştu... Kader, böyle vasiyet etmişti. Âşıklar sonsuz gökyüzü altında, masmavi sulara karışırken yeniden bir araya gelmişlerdi. Küllerin serin sularda dağılmasının ardından zaman durdu...

Vasiyet | (Kısa Öykü)

Tırnaklarımı mor renkle ojeleyip, dudaklarımı orospu kırmızısıyla boyayacağım. Boynumu ve sırtımı açıkta bırakan siyah elbisemi giyinip, topuklu ayakkabılarımla yürüyeceğim namusunuzun üzerinde. Ayıp bildiklerinizi fısıldayacağım durmadan. Beni rahat bırakın, cesedime dokunmayın. Rüya kapılarınızı sıkıca kilitleseniz de bırakmayacağım peşinizi.

Leila: Hüznün Distopyası

Prayaag Akbar‘ın aynı adlı romanından uyarlanan dizinin yönetmenliğini ise Shanker Raman, Deepa Mehta, Pawan Kumar üstleniyor. Leila’nın karanlık atmosferinde öne çıkan oyuncularından ilki Shalini Pathak karakterine can veren Huma Qureshi. Özellikle duygusallığın ön planda olduğu sahnelerde tüm yeteneğini gözler önüne seren oyuncunun güçlü performansı dikkat çekici.

Netflix’ten Bir Distopya Dizisi: 1983

Yaratıcılığını Joshua Long ve Maciej Musial’in üstlendiği 1983, Netflix’in yerel orijinal yapımlarından biri. Dizi hiç şüphesiz birinci bölümün hemen başında sergilediği işkence sahnesi ile adından ve dahası konusundan sıklıkla bahsettireceği mesajını vererek başlıyor.

Sıra Dışı Korkunç Bir Gelecek: The Handmaid’s Tale

Unutmayınız ki, ülkenin bir tanesinde “kadın insan mıdır?” konulu tartışma yaşanıyorsa ya da bir başkasında “kadın öldükten 6 saat sonrasına kadar onunla seks yapılabilir” deniliyorsa ve bizim ülkemizde “kimin kime helal” olduğu konusu bir türlü anlaşılamayıp her defasında yeniden soruluyorsa The Handmaid’s Tale ezici bir gerçeklikle bizi korkutmalıdır…

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑