savur eteklerini rüzgarınla
eğilen tutkularımı ötele
ışık ol geceme
gel taze nefesinle
Duasını okurken, bebek ağlatan sesin geldiği yöne doğru bakındı. Üşenmeden kalktı ve balkon kapısını kapattı. Şimdi daha iyiydi, anadoluda “bebek uyandıran” ya da “bebek ağlatan” diye anılan bu kirli ses şehrin uykulu sokaklarında başıboş gezinirken içinde büyüyen ışığa sarıldı yeniden.
bir ben kalsam seninle
yine doğ geceme
yine tut elimden
yine harla günahlarımı
Mırıldanmaya devam ediyordu, kirli ses bu kabusun içine hapsolmuş basit bir sızıdan öteye geçemiyordu böylesi anlarda. İçinde biriktirdiği duaları, kendisini varoluşun sahibine yakınlaştıran o eşsiz bağı düşündü.
ah ışığım
koru beni
kutsa beni
güç ver bana
yoldaş ol gece karanlığıma
Zamanı gelmişti, bu tılsımlı kelimeleri yüksek sesle okumalıydı. Duyulsun istiyordu sesindeki cesaret ve dokunsun istiyordu o sihirli sözcükler kapalı kalmış kalplere. Yazmaya koyuldu, ışığın sahibine ait ne varsa bir bir düşüyordu şimdi sararmış kağıtlara.
yokluğunda kapandı
cennetimizin kapıları
büküldü arzularımız
ıssız bahçelerimiz
Gün doğumu ile birlikte yazmayı da bitirmişti. Huzurla uzandı yatağına, kağıtlar canlanmış konuşuyorlardı adeta. Yalnız değildi, o sıcak esirgeyen varlığı hissedebiliyordu. İçindeydi, onunla bir olmuştu. Gözlerini kapattı ve oluş’a bıraktı benliğini.
savur eteklerini rüzgarınla
eğilen tutkularımı ötele
ışık ol geceme
gel taze nefesinle
bir ben kalsam seninle
yine doğ geceme
yine tut elimden
yine harla günahlarımı
ah ışığım
koru beni
kutsa beni
güç ver bana
yoldaş ol gece karanlığıma
yokluğunda kapandı
cennetimizin kapıları
büküldü arzularımız
ıssız bahçelerimiz
Bir Cevap Yazın