bir düşten uyandım
koyu karanlık akışkan bir düş
yarım kalan iç çekişlerle geldi
dokundu kavrulmuş tenime
kıvrak dansları vardı ateşler başında
sarı etekli tahta ayaklı
ve ölümsü nefesi
iblisi andıran
zamansız aşklar vadeden bir melek
uzun tırnakları ile okşadı
ıssız bataklıkları evi bilmiş bir cadı
ağdalı sesi ile sarmaladı
her şeyin başladığı o kutsal an
dikenli yollar
dik kayalıklar
arsız arzular
eskimiş mezarlar
tuz yedirdik korkularımıza
ekşi şaraplar sunduk öfkemize
sarıldık uyuduk
sarıldık ağladık
aksi sesler işittik baykuşlu gecelerde
titredik kasıldık sızlandık
yitenler dönmedi
kahır gelip bizi bulduğunda
denizden esti rüzgar
dalgalar vurdu ayaklarımıza
keşkeler büyüdü ardımızda
geceler uzadı ve kaybolduk yanlışta
bir düşten uyandım
gözlerimiz dalgın
soğumuş bedenlerimiz ıslak
unutulmuş anılarımız solgun bir zaman sonraydı
bitti her şey aniden
kıpırtısız eller yalnızken
yürüdük kalabalık ışıklara
Dutluk Dergi ‘de yayımlandı.
Varlık Ergen 
Bir Cevap Yazın